
ANADOLU’NUN DUYGULARINI TAŞIYAN TÜRK ÇALGILARI
Bazen bir melodinin neşeli tınısı yüzümüzü gülümsetir, bazen de hüzünlü sesi kalbimizin en derin köşesine dokunur. Müzik ister çalınsın ister dinlensin, duygularımızı dile getiren, yaşanmışlığı hatırlatan ve özlemle sevinci buluşturan bir sanattır. Anadolu’da yüzyıllardır kullanılan Türk çalgıları ise sadece ses değil; her telde bir ağıt, her nefeste bir dua, her vuruşta bir hatıra saklar. Yazımızda, Anadolu’nun toprağından yükselen ve kültürümüzün hafızasına ses veren Türk çalgılarını birlikte inceleyelim.

Türk çalgıları arasında en bilinen ve yaygın olanı bağlama ailesidir. Bu ailede cura, tambura, çöğür (Abdal sazı) ve divan sazı gibi türler bulunur. Tarih boyunca farklı isimlerle anılan bağlamanın kökleri Dede Korkut hikâyelerinde geçen kopuza dayanır. Kopuz, eski Türk sazlarının atası olarak özel törenlerde kullanılmıştır. Hem Türk sanat müziğinde hem de halk müziğinde “saz” adıyla anılan telli çalgılar, büyüklüklerine ve ses özelliklerine göre sınıflandırılır. Büyük meydan sazları, orta boy bağlama ve küçük boyutlu cura gibi çeşitleri vardır. Ayrıca Azerbaycan ve İran müziklerinde kullanılan çift gövdeli tar da bu aileye dâhildir.

Türk halk müziğinde yaylı çalgılar, yüzyıllardır duygulu ezgilerin ve sözsüz anlatıların güçlü bir aracıdır. Kökenleri Orta Asya’ya uzanır. Iklığ, su kabağı ya da Hindistan cevizi kabuğundan yapılır ve günümüzde nadiren görülür. Rebap, özellikle Güneydoğu Anadolu’da Kürt ve Arap aşiretleri arasında kullanılır ve tasavvuf müziğinde de önemli bir yer tutar. Kabak kemane, Ege ve Akdeniz’de yaygın olup derin sesiyle halk müziğine zenginlik katar. Karadeniz kemençesi, “Laz kemençesi” olarak da bilinir ve bölge müziğinin vazgeçilmez ritimlerini taşır. İstanbul kemençesi ya da klasik kemençe ise Türk sanat müziğinde zarif ve naif tınısıyla tanınır.

Türk halk müziğinde nefesli çalgılar, bölgesel ve kültürel çeşitlilikle farklı görevler üstlenir. Zurna, güçlü sesiyle düğün ve bayramlarda sıkça çalınır. Kaval, yumuşak ve içli sesiyle çoban kültürünün simgesidir. Düdük, küçük yapısıyla özellikle çocuklar arasında popülerdir. Çığırtma, kuş kanadından yapılan nadir bir enstrümandır. Sipsi, Ege Bölgesi’nde yaygın olan küçük, etkili bir kamış çalgısıdır. Çifte, tulumla birlikte Karadeniz ve Doğu Anadolu müziğinde önemli yer tutar. Mey ve balaban kalın, buğulu sesleriyle Doğu Anadolu ve Azerbaycan müziğinde tercih edilir. Ney ise, tasavvuf müziğinde derin ve mistik tınısıyla vazgeçilmezdir; Neyzen Tevfik’in dediği gibi: “Ney insanın içini dışa üfleyerek anlatır.”

Türk halk müziğinde ritim çalgıları, ezgilere hareket ve derinlik katar. En bilinenleri Orta Asya kökenli davuldur; tokmak veya parmaklarla çalınır ve tarih boyunca haberleşme amacıyla da kullanılmıştır. Tef, üzerine deri gerilen ve ziller takılan küçük bir vurmalı çalgıdır. Daha büyük ve zilsiz olanı kudüm ise Mevlevi ayinlerinde önemli bir yer tutar. Darbuka, dümbelek ve küp gibi diğer ritim çalgıları ise metal veya topraktan yapılır ve hem solo performanslarda hem de eşlik çalgısı olarak kullanılır.

Türk halk müziğinde çarpma vurmalı çalgılar arasında zilli maşa önemli yer tutar. Uçlarındaki zillerle, bir elle tutulup diğer elle vurularak çalınır. Şimşir ağacından elde edilen çalpara dört tahta parçanın iple bağlanmasıyla yapılır ve zilli maşaya benzer şekilde kullanılır. Kaşık ise şimşir ağacından yapılır, parmaklar arasında tutularak avuç içinde vurulur. Anadolu’da halk oyunlarında sıkça kullanılır.
Anadolu’nun telli, yaylı, nefesli ve vurmalı çalgıları; her biri ayrı bir hikâyeyi, duyguyu ve kültürü taşır. Binlerce yıl boyunca çalınan bu enstrümanlar, halkın sevincini, hüznünü, inancını ve yaşamını seslere dönüştürmüştür. Bu zengin müzik evreninde bağlama ve ney hem halkın hem de tasavvufun kalbinde özel bir yere sahiptir. Bağlamanın coşkulu telleriyle neyin derin nefesi; Bektaşilikten Mevleviliğe uzanan mistik yollarda, Anadolu’nun ruhunu dile getirir. Videomuzda, bu iki enstrümanın büyülü dünyasında seslerin ve duyguların izini sürerken, Anadolu’nun binlerce yıllık müzik geleneğine tanıklık edeceksiniz.
605 okunma